20 Eylül 2015 Pazar

14:53 -

Kimsin,Neden,Nasıl sorularına istinaden..

Bir kazaydı beni kendime getiren aslında tam anlamıyla beni bana geri veren. Ne olduğunu anlayamadığım ve asla unutamayacağım bir kaza. Unutamıyor olmak neden derseniz. Hayatımın film şeridinde b.ktan anıların olmasından kaynaklıydı. Ve o an kendime sorduğum cevapsız tek soru. Sen bu musun? (İnsan o anda gerçekten dolu bir film şeridine sahip olamazsa asıl o an ölüyor,yaşadığımda anladım)
Bu olmamak ve bu kadar kalmamak için her şeyi değiştirecek bir şeylere belki de ufak bir cesarete ihtiyacım vardı. Uçurumun kenarında, kucağımda küçücük bir çocuğu korumak için kaldığımda zaten yeterince cesaretli olduğumu anlamıştım. İhtiyacım olan tek şey bilgiydi.. Ne yapmalıydım.. 

Merhaba blogokurlarım,

Sizlere burada yaşadığım her şeyı baştan sona anlatarak başlayacağım. Ve daha sonra vakit buldukça yaşadıklarımı yazmakla devam edeceğim. 

Özet şeklinde bahsettiğim kazadan bir kaç ay sonra bir eğitime katıldım. Bu benim şansımdı. O eğitimde duyduğum Agh ifadesinin peşinden gittim. Uzun araştırmalara giriştim. Saatlerce internette gözümden yaş gelene taramalar yaparak zaman geçirdim. Bilgi alabileceğim tüm kaynakları öğrendim. O kaynakların birine gittiğimde ve Agh yapmak istediğimi söylediğimde bana söylenen o sözü hiç unutmuyorum.. "Bu konuda bilgi almaya gelen ilk insansın,sana madalya takmayı düşünüyoruz" Yapamazsın, olmaz,dayanamazsın cümlelerine inat üzerine gittim. 
Olmazsa olmazlarla başladım işe. Yeterli olmayan ingilizce seviyem beni bu yolda oldukça zorlasa da bir şekilde üstesinden gelmeye çalıştım. Hazırlanan Europass Cv'si, motivasyon mektubu(translate yardımlı iğrenç bir çeviri ile) hayatımı anlatan fotoğraflarımdan oluşan bir de video. Ve sonraa projelere başvurma süreci. Bu süreçte bir çok internet sitesini aynı anda takip ediyordum. (En iyisi size önerim Find Evs,düşünenler için) ve önüme çıkan çoğu projeye ufak bir yazıyla hazırladığım tüm belgeleri gönderdim. Tabi ki red cevapları gelmeye başlamıştı. Nasıl desem nazik red cevapları.. Gönüllümüzü bulduk,umarım başarırsın.. Tabi ki başaracaktım, başka yolu yoktu. 
Ve hayatımı değiştiren o mail.. "Sizinle çalışmak istiyoruz, eğer hala düşünüyorsanız lütfen Skype mülakatımızı kabul ediniz". Yaklaşık 1 ay sonra Skype mülakatı oldu. Elim ayağıma dolaşan iğrenç bir görüşme ve cevap gelene kadar bu iş olmayacak dediğim o zamanlar.. Hatırlayınca bile hissettiğim tüm umutsuzluk gün yüzüne çıkıyor sanki.. 
Sonunda beklenen cevap. " Biz sizinle çalışmaktan mutluluk duyacağız" 
Sonrasında fazlaca düşündüm ve bunu herkesin bilmesini istedim. Agh denen bir şey var ve belki bazı hayaller için bir taş koyabilirim. Okulumda hocalarımdan izin alarak bu işin gönüllüsü oldum. Tüm sınıfların derslerinde onlara hazırladığım dökümanlarla sunumlar yaptım.. Soruları cevaplamaya,ilgilenenlere yardımcı olmaya çalıştım. 
Ve sonra..
Hazırlıkları,vizesi,pasaportu,telaşı derken kendimi bir yerlerde unuttuğum,zaman kavramanı yitirdiğim uzunca bir süreç geçip gitti.

Şimdi Polonya'dayım.. Varşova'da Schuman gönüllüsü olarak çalışmaya başladım. Takımımın adı Schuman Mafia. 

Dolu geçen 2 haftanın sonundayım. Şanslıyım çünkü gerçek anlamda farklı kültürden bir çok insanın bir araya geldiği bir grupla çalışıyorum.. Onları tanımaya ve en önemlisi onlarla aynı doğrultuda kültür paylaşımları yaparak yaşamaya çalışıyorum. Öğrendiğim ve öğrettiklerim sayesinde doluyorum belki de. Ülkemin dokusunu hissedemiyorum belki ama yeni dokularda kendime pay biçmeye çalışarak geçiriyorum tüm zamanımı. Mükemmel denecek ev arkadaşlarına sahibim. Ve bazen gökyüzüne bakıp "uğraştığın her şeyin hediyesi bu ortama sahip olmak" diyebiliyorum kendime. Daha önemli ne olabilir?? 

Ne hissediyordun ya da hissediyorsun derseniz?

Hissettiğim şeyleri yazamayacak kadar doluyum belki bu konuda. Ve açılırsam sanki çokca şey gün yüzüne çıkacakmış hissi taşıyorum. Bu anlamda destek gördüğüm arkadaşlarım sayesinde şuan hayallerimi yaşıyorum ve yaşamaya devam edeceğim. 
Tek istediğim ileride torunlarıma anlatabileceğim fazlaca dolu hikayeler bırakmak. Aslında geleceğime yatırım yapıyorum ve asıl zenginliğin tamamıyla bu olduğunu düşünüyorum.
Her yerde 08-17 çalışan,iş yoğunluğundan kendini unutan hayatının içinde süreklenen dolu insandan biri olmamak adına tüm çabam. Evet belki engelleyemeyeceğim temponun içine bir gün gerçekten tam anlamıyla gireceğim. Fakat bunu ertelemek ve yaşamı hissetmek sanıyorum benim elimde. Unutulmanın hastalık olduğu zamanda hatırlanmak istemiyor olmam tuhaf değil. Evet hatırlanmak istemiyorum,tek istediğim şey yaşıyor olduğumu hissetmek. Çünkü biliyorum ki aslında unutulan ve hissedilemeyen şeyler hatırlanır.. Oysa ben tamamıyla hissetmek, hissedilmek istiyorum.. Tuhaf ilişkilerden uzaklaşıp yalnız başıma çıktığım şu yolculuk hayatımın hatası da olabilir,verdiğim en doğru kararda.. 
Ne derseniz deyin, 

Gurbet kafası belki de tanımım. Yakında tekrar görüşme umuduyla..

Hayatı ve özgürlüğü paylaşmak için ilk hafta izlenimleri..